Sayfalar

30 Eylül 2011

PATETESLİ İÇLİ KÖFTE

İçli köfteyi çok severim tabi hakkıyla işin ehli kişiler tarafından yapılırsa...

Şimdiye kadar içli köfte yapmış değilim bu ilk deneme tabi buna pratik içli köfte demek daha doğru olacak sanırım........



Tarifi sevgili Funda 'dan aldım sayfasından hoşgörüsüne sığınarak aynen aktarıyorum... Teşekkürler.

İÇ MALZEMELER :

2-3 tane haşlanmış patetes

2 tane soğan

tuz,pul biber,sıvıyağ

KÖFTE HAMURU İÇİN MALZEMELER :

1 bardak ince bulgur

1 avuç yarma ya da pilavlık bulgur

1 yumurta

1 yemek kaşığı biber salçası

2-3 yemek kaşığı un

tuz,pul biber
HAŞLAMAK İÇİN :
Bolca su
tuz
½ limon suyu


ÜZERİ İÇİN :

Bolca tereyağ ( ben kuru nane de kullandım )


YAPILIŞI :

Öncelikle iç harç için ayırdığımız soğanları yemeklik doğrayıp sıvı yağda kavuralım.Haşlanmış patetesleri rendeleyip kavrulan soğanların içine ekleyip birazda pateteslerle birlikte kavurup ocağı kapatıp içine tuzunu ve pul biberide ekleyip karıştırıp soğumaya bırakalım...
Köfte hamuru için bulgurları bir kapa koyarak ,bulgurlara sıcak su ( bire bir ölçüde ) ekleyip kapağını kapatarak 20 dak. kadar dinlendirelim.
Bulgurlar iyice kabardıktan sonra yumurtayı, salça,tuz ve un koyarak hamur kıvamını alana kadar yoğuralım.
Yoğurduğumuz hamurdan yumurta büyüklüğünde parçalar kopararak elimizde paşparmağımızla içini oyarak ( su ile elimizi ıslatarak ) şekillendirip içine 1 kaşık patetesli harçtan koyarak yine elimizi su ile ıslatarak şeklini bozmadan kapatıp yuvarlayalım.






Bu ölçülerden ortalama 12 adet çıkıyor.

Köfteler şekillendikten sonra derin bir tencereye bolca sıcak su ½ limon suyu koyarak kaynatalım.

Kaynamakta olan suya köfteleri atıp 10-15 dak. kadar pişirelim.

Pişen köfteler suyun yüzüne çıkacaktır...

Haşlanan köfteleri servis tabağına alarak üzerine tereyağı kızdırıp dökelim..

İsterseniz tereyağın içine kuru nane de koyabilirsiniz...


Afiyet olsun..

Read the rest of the Post >

28 Eylül 2011

7 MİLYARINCI İNSANIN DÜNYAYA GELMESİNE 32 GÜN KALDI






Bu gün okuduğum bir habere göre :


32 gün ve sayılı dakikalar kaldı Dünya'ya 7 milyarıncı insanına kavuşacak; yani yerküre nüfusu milyara ulaşacakmış....



BU adresden hem geri sayımı takip edebilir, hem de 7 milyarıncı insana mesajınızı atabilirsiniz....



Ben güzel dileklerde bulundum fakat nasıl bu kadar net hesapladılar billemiyorum bence verilen günden önce Dünya 7 milyarıncı insanına kavuşmuştur ....

Read the rest of the Post >

26 Eylül 2011

VESTEL KEKİ

Bu keki bu gün doğum günü olan oğlum ve Vestel'de çalışan iş arkadaşları için yaptım..


Duyduğuma göre patronu Dilek Hanım blogumu beğenip takip ediyormuş teşekkür ederim :) bir kaç gün öncede kendisinin doğum günü varmış hem Dilek Hanımın hem oğlumun doğum gününü kutlar sağlıklıklar başarılar dilerim....
Keke gelince iş yerine uygun, görünce yüzlerinde gülümseme olsun istedim ve ortaya bu kek çıktı..
Umarım beğenirsiniz....
Tüm Vestel ekibine kolaylıklar,başarılar ve afiyetler dilerim......
Beğenip tabi  üzerine farklı bir şeyler yazmak isteyenler için tarif şöyle....
Keki için :                              
5 yumurta
2 bardak şeker
2 bardak yoğurt
1 bardak sıvıyağ
2 pk kabartma tozu
aldığı kadar un
Sosu için : ( kırmızı )
1 pk frambuaz ( 450 gr )
1 çay bardağı şeker
1 bardak su
2 pk tart jölesi + 2 çay bardağı soğuk su
Kreması  için : ( beyaz )  
500 gr süt
1 yumurta
1 çay bardağı şeker
1 çay bardağı un
1 yemek kaşığı nişasta
1 pk vanilya

Yapılışı :
Öncelikle keki yapıyoruz....
 Oda sıcaklığında 5 yumurtayı şeker ile iyice çırpıp yavaş yavaş sıvıyağ ve yoğurtu ekliyoruz...
Aldığı kadar un ve kabartma tozunuda ilave edip karıştırıyoruz, yağlanmış tepsiye dökerek önceden ısıtılmış orta sıcaklıktaki fırında pişiriyoruz....Soğumayısını bekliyerek üzerine krema ile doldurarak yazacağınız ismi önce bıçak ucu ile çizip dikkatlice içini boşaltıyoruz....( kek iyice soğumalı mümkünse akşamdan yapmalı )

İçini çizili yerlerden dikkatlice boşaltıyoruz...
Harflerin içlerini alüminyum folye ile sosların birbirine karışaması için kaplıyoruz...
Şimdi frambuazlı sosu hazırlıyabiliriz...
Bunun için orta boy bir tencerenin içine buzu çözülmüş fambuazları ve üzerine 1 çay bardağı şeker ve su koyup kısık ateşte 15 dakika kaynatıp çatal ile ezelim....

     Ezdiğimiz frambuazların içine ayrı bir kapta soğuk suda erittiğimiz tart jölesini ekliyelim ve hızlı bir şekilde karıştırarak koyulaşması için bir kaç dakika daha pişirip hemen kekin üzerine dökelim..

Burda hızlı olmak gerekiyor içine jöle eklediğimiz frambuaz sos çok çabuk katılaşacaktır....
Harflerin içlerinden folyoları çıkarıp dolgu için kremayı yapmaya başlıyabiliriz...

Soğuk sütü bir tencereye koyup üzerine diğer malzemelerinide ekleyip tel çırpıcı ile karıştırarak koyulaşıncaya kadar pişirip soğumadan hemen el blenderi ile 5 dakika çırpıp boş harflerin içini dikkatli ve donmaması için hızlıca doldurup soğumaya bırakalım...
Afiyet olsun...........
Umarım güzel olmuştur tadına bakmadım :)) ve tasarım bana aittir....

Read the rest of the Post >

23 Eylül 2011

GDO'LU DOMATES












Yemek yapmak için kestiğim domatesi görünce , bıçağı bırakıp yavaçca bir adım geri çekilip dona kaldım...












Domatesin içinde resmen filiz vardı kiiii dünyanın en verimli topraklarına ve güzel iklimine sahip bir ülkedeyiz bununla da yetinmeyip daha çok satış için insan hayatını hiçe sayanlara söylenecek söz kelime bulamıyorum...

( sağdaki resim Hatice'den alıntıdır )




Buna benzer olayla yaz başında Hatice'de karşılaşmış blogunda yazmıştı o zaman resmine bakıp ürpermiştim şimdi ise benim mutfağımda bu yaratık diyeyim çünkü bu domates olamaz...

Bunu kapbumbağa 'ma bile veremeyen ben sorarım yemin billah edip organik tarla domatesi abla deyip hormonu basıp kazandığınız paranın nasıl bereketini bulacaksınız?...Nasıl hesap vereceksiniz?

Read the rest of the Post >

21 Eylül 2011

LOKUM PİLAVI

Eminim başlığı okuyunca bunun tatlı bir tarif olduğunu düşünmüşsünüzdür... Lokum pilavı Bodrum yöresine ait genelde özel günlerde ve düğünlerde yapılır... Rahmetli anneannem çocukluğumda çok sık yapardı pek bi maheretliydi, zaten en son da onun elinden yemiştim....




Bu pilavı kışın tereyağı yazın ise zeytinyağı kullanarak yapılır ve odun ateşi geçip ,közler kalınca tepsisi ile közün üzerinde demlendirilir ama artık zamanımızda bu pek mümkün değil varsa elektirkli ocak üzerinde demlendirmenizi tavsiye ederim bir nebze olsun gerçek lezzete yaklaşmış olursunuz...
Malzemeler :
3 bardak un
1 yumurta
1 tatlı kaşığı tuz

İç malzemeleri :
250 gr kıyma
1 kuru soğan
zeytinyağı veya tereyağ
1 çay kaığı karabiber ve tuz
Üzeri için :
1 bardak et suyu







Yapılışı :



Un ; yumurta ve tuz ile sert bir hamur olacak şekilde su ile yorulur...



Elde edilen hamur ortalama büyükçe bir portakal iriliğinde beze olacaktır...



Bezeyi merdane ile yarım cm kalınlığında açıp temiz bir bez üzerine alıp ara sıra çevirerek biraz kurutalım...( yarım saat yeterli olacaktır fazla kurutursanız keserken yufka kırılır )










Yufkayı kare kare keselim ortalama kareler 1 cm genişliğinde olmalı ...



Benim kareler bu ölçülerin biraz dışına taştı :)










Kestiğimiz kareleri temiz bir bez üzerinde en az 2-3 gün kurutalım...



İsterseniz daha fazla yapıp bunları bez kese içinde yada cam kavanoz içinde daha sonra pişirmek üzere sakılıyabilirsiniz....



Kare kare lokumlar hazır sıra geldi pişirmeye..



Bunun için bir tencerede tuzlu su kaynatıp lokum kareleri haşlıyoruz...



Burada dikkat edilmesi gereken iki önemli püf nokta :



Haşlama suyu çok fazla olmamalı



ve



Kareler biraz diri kalmalı ( aldente)










Kareler haşlanırken iç malzemeleri hazırlıyalım...



Dediğim gibi zeytin yağı veya terayağ size kalmış...



Soğanı rendeleyip yağda pembeleştirip içine kıymayı ekleyip iyice kavuralım...



Karabiber ve tuzunu ocağı kapattıktan sonra ekliyelim....



Haşlanan kareleri süzüp geniş tabanlı teflon bir tecereye alalım ve üzerine kavrulmuş kıymayı döküp karıştıralıp tencereye yayalım son olarak üzerine et suyu gezdirip elektirili ocağın en küçük derecesinde suyunu çekiktirip ortalama 15-20 dakika demlendirelim...



Afiyet olsun....



Bu tarifmde sevgili Gülcan'nın Çay Kahve Bahane "etkinliğine gitsin...



Read the rest of the Post >

20 Eylül 2011

PAZAR FİLESİNE DÖNÜŞ



Etrafınıza bir bakın! Heryer poşet atıklarıyla dolu. Evimizde dahi bir sürü poşet var. Marketlerden fazla fazla poşet alıyoruz. Sağlam kalanını çöp torbası yapmak için. En ufak bir ıvır zıvır, kitap, toka için dahi poşetlerle donatıyoruz ellerimizi. Bu poşetler geri dönüşüm maliyeti yüksek olduğu için sürekli yeniden üretiliyorlar, ve her an hayatımızdalar. Peki hiç düşündük mü bu poşetlere noluyor? Doğada çöp olarak birikiyorlar, ve yok olmaları 400 yıl sürüyor. Her birimiz poşet kullanımımızı azaltarak bu gidişatı durdurabiliriz. Türkiye’de 5 kişiden biri naylon poşet yerine alışverişlerinde bez torba kullansa, bir nesil boyunca ülkemiz 31 milyar 46 milyon 400 bin naylon poşetten kurtulacak. Çünkü, bez torba kullanmak, bir kişi için haftada 6, ayda 24, yılda 288, yaşam boyunca ise 22 bin 176 plastik poşeti kullanmamızı engelliyor kaynak: http://pazarfilesi.blogspot.com/ Evet doğaya bir destek de biz verelim özellikle mutfak alışverişimizi yapan biz bayanlar bu gidişata dur diyelim... Pazar filesi ve kumaş torbalarımızı kullanalım.....


Diyor sevgili Gülsüm ve doğaya destek için güzel bir etkinlik başlatmış............


Buradan buyurun..........

Ben de bu anlamlı etkinliğe 5 yıl önce Fethiye'den aldığım kullana kullana artık yıpranmış haldeki pazar çantamla katılıyorum.......







Read the rest of the Post >

GÜLÜMSEYEN KAPAKLAR GÜLÜMSEYEN YÜZLER




Kapaklar bu kez engelliler için iş imkanı olacak..









Geçen yıl tane tane kapakları toplayalım adım adım engelleri aşalım kampanyasına deyinmiştim


ve yüzlerce kapağı bir araya getirip yetkili mercilere teslim etmiştik....


Tabi bununlada kalmayıp eskisi kadar olmasada yine kapak toplamaya bazı yerlerdeki biriktirme kutularına çorbada tuz misali eklemiştim...


Şimdi ise " GÜLÜMSEYEN KAPAKLAR GÜLÜMSEYEN YÜZLER " projesini buradan daha çok kişiye ulaşması adına yayınlıyor ve kapak toplamayı hızlandırarak destek vermek istiyorum...


Sizlerden de ricam bu yazımı bloglarınızda paylaşıp daha çok kitlelere ulaştırmak ve tabi kapak toplamak


bir kapak dahi olsa en azından çantanıza atın yolda önünüze çıkabilecek toplama kutularına atabilirsizniz..


Bir kapaktan ne olacak ne katkım olacak diye düşünmeyin herkes bir kapak dahi atsa hem çevre çirliliğini bir nebze olsun azatmış hem de katkıda bulunmuş oluruz...


Biriktirilen kapakların bu kez satışından elde edilecek gelir ile engellilerin meslek edinmelerinde kullanılacak..


Proje hakkında detaylı bilgi için buraya bir tık lütfen.....


Read the rest of the Post >

19 Eylül 2011

SÜPRİZ EKMEK

Pazar sabahı gözümü açar açmaz kahvaltıya ekmek yapmak geldi aklıma ama şöyle değişik bir ekmek olsun istedim ve dolapları biraz karıştırınca mevcut malzemelerden ortaya bu ekmek çıktı adını da süpriz ekmek koydum :)
Malzemeler :


1 yumurta
1 çay bardağı sıvıyağ

1 bardak ılık süt

1 pk instant maya

1 tatlı kaşığı toz şeker

1 tatlı kaşığı tuz

3½ - 4 bardak un


İç malzemeler :
zeytin ( çekirdekleri çıkarılmış )
közlenmiş kırmızı biber ( 6 eşit parçaya bölünmüş )
 6 küçük soğan
Yapılışı :
Öncelikle mayayı ılık süt ve toz şeker ile karıştırıp kabarttım...
Daha sonra kabaran mayayı diğer malzemeler ile 3-4 bardak un ile yoğurdum....
Üzerini örterek yarım saat kadar hamurun kabarmasını bekledim...
Kabaran hamuru  tekrar kısacık yoğurup altı eşit parçaya bölerek nescafe fincan tabağı  büyüklüğünde açıp ortasına önce bir kaç zeytin yerleştirdim...

Soğanın etrafına közlenmiş kırmızı biberi sarıp zeytinlerin üzerine koydum.....
                                                 Üzerine tekrar bir kaç zeytin yerleştirdim....

Vee hamuru kapattım...


Ters çevirerek yağlanmış tepsiye yerleştirdim...

Üzerine zeytinyağı sürerek haşhaş serpiştirdim....
15-20 dakika bu şekilde beklettim...

Önceden ısıtılmış orta sıcaklıktaki fırında pişirdim...
Ekmeklar pişerken çay demlendi...

Çayla birlikte ekmeklerde hazır....

Ekmekleri kesip süprize bakalım :)



                                                        Afiyet olsun..................

Read the rest of the Post >

15 Eylül 2011

KAYISILI KEK

Meyveli kekler daha bir lezzetli oluyor bence tabi herkesin damak zevki farkılıdır ...
Meyveli keklerin diğer keklerden farkı sadece üzerine ve ya içine konan meyveler ama mutlaka tarif  gerekirse benim klasik kek ölçüleri şöyle....
Malzemeler :


3 yumurta

1 bardak yoğurt

1 bardak şeker ( ½ bardak daha artırılabilir )

1 bardaktan
1 parmak eksik sıvıyağ

1 kabartma tozu

1 vanilya şeker
                                           aldığı kadar un
                                            5-6 adet    kayısı ( yıkanmış çekirdekleri çıkarılmış )









Yapılışı :


Oda sıcaklığındaki yumurtaları şeker ile köpürünceye kadar çırpalım..

Diğer malzemeleride ekleyip devam çırpalım en son kabartma tozu ve aldığı kadar unu da ilave edip karıştıralım..
Yağlanmış kek kalıbına döküp üzerine kayısıları sıralayalım ve önceden ısıtılmış orta sıcaklıktaki fırında pişirelim...

Soğuyunca pudra şekeri serperek servis edebiliriz..

Afiyet olsun....

Read the rest of the Post >

12 Eylül 2011

CARTE D'OR LEZZET-İ RAMAZAN FİNAL SONUÇLARI

Merhabalar,
Umarım sizlerin de pazar günü en az benim ki kadar güzel ve dolu dolu geçmiştir….

Lezzet-i Ramazan finali için dün İstanbul’daydım ve unutulmaz güzel bir gün geçirdim..

Evet, birinci olamadım ama bir çok blogcu arkadaşımla tanışma ve yaptıkları birbirinden lezzetli yaratıcı dondurma tarfilerini deneme fırsatım oldu…
Günü kısaca özetlemek istiyorum...


                                         

Sabah 7:35 uçağınyla erkenden bulutların ,dağların ve şehirlerin üzerinden 9.700 metre yüksekten yaklaşık 50 dakika kadar uçup İstanbul' a vardım.....
Alandan beni gönderilen şöför aldı araça gelince annekaz Hayriye ile tanıştım ve Ankara'dan Asiye 'de bizimle gelecekmiş fakat maalesef uçağını kaçırmış :(
Tanışma ve hoş sohbet eşliğinde bizi gün boyu ağırladıkları Maltepe'de Foodsolutions (UFS), sektöre özel bir bilgi ve deneyim merkezi olan CHEF'İNN yerine geldik...


Diğer arkadaşlarımızı beklerken teresta adalara karşı kahvaltımızı yaptık...



Kahvaltılıklar servis hepsi harikada benim en çok hoşuma giden lezzetli çayları ve Defne Koz imzalı özel tasarım çay bardakları oldu..


Diğer arkadaşlarımında gelmesiyle sohbet iyice koyulaştı....
Saat 12,30 olunca iki guruba ayrılan ilk grup yarışma için önlüklerini takıp mutfağa girdiler....
Onlar için heycanlı dakikalar başlarken bizler de onları izleyip artan malzemelerini tırtıkladık :)
İlk guruba yarışma için ayrılan 1 saat 15 dakikalık sürenin sonunda dağılan mutfak toparlanması için terasta kahve molası ve ikramlar verildi....
Toparlanan mutfağın sonunda sıra Hayriye ,Derya ve bana gelmişti..
Yarışmayı atlatmış olmanın rahatlığı içinde bu seferde birinci gurup bizim mutfaklarımıza dalıp malzemelerimizi tırtıklamaya başladılar...
Saatler ilerleyip bize ayrılan süre de sona erince Jüri üyeleri yerini aldı....



Jüri üyelerimiz soldan sağa doğru..
Carte d'or Marka Müdürü : Nihan Kayı
Unilever Türkiye Gıda ve Pazarlama Şefi : Osman Bahadır
Carte d'or Marka Müdür yardıncısı : Özge Onur
Hepimiz sırayla eserlerimizi jürinin değerlendirmesine sunduk...


Jüri değerlendirme yaparken bizlerde Carte d'or un nefis dondurmalarıyla serinledik ...
Bu arada İzmir'den Bahar ( Cafeportakal) tesadüfen İstanbul'da bize çok yakın yerdeymiş kızı Elif ile bize süpriz yapıp aramıza katılmasıyla daha bir güzel oldu...
Vee günlerdik beklenen anın sonuna gelmiştik herkes yerini aldı pür dikkat sonuçların açıklanması bekleniyor...
Carte d'or Marka Müdürü Nikan Hanım açıklamayı yaptı ve kazanlar şöyle..



1. Nurcan Aktaş Dede ( Bursa ) nuralp
2. Bengü Doğruel ( İstanbul )pemberehber
3. Hayriye Koz ( Ankara )annekaz


Asiye'nin uçağı kaçırmasının dışında bazı aksiliklerde yaşandı mesela Hidayet 'in tatlısı olması gerekenden fazla donarken tam aksine Müberra'nın tatlısının donması gerekiyordu ama bunların keyfimizi kaçırmasına izin vermiyoruz....
Kazanan arkadaşlarımı tüm kalbimle kutlarım....
Diğer yarışmacılara Carte d'or dan cömert hediyeler ve paşabahçe'den şekerlemeler ile birlikte hediye çeki verildi...
Kendi adıma ben çok keyifli bir gün geçirdim...
Ve İzmir' e eve gönüş zamanı... Arkadaşlarla vedalaşıp tekrar uçuyoruz ....

Güneş sabah ki parlak ışıklarını tatlı kızllara bırakmış ....


Carte d'or a ,Chef'nn çalışanlara ve tüm arkadaşlarıma bu güzel gün için çok teşekkür ederim.....
Buradan yarışma resimlerine ve daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz....

Read the rest of the Post >

10 Eylül 2011

BANA MÜSADE İSTANBUL'A GİDİP GELEYİM



Artık Lezzet-i Ramazan finali için sayılı saatler kaldı....Yarın sabah 8:35 uçağı ile Adnan Menderes Havalimanından İstanbul'a uçup Carte D'or un düzenlemiş olduğu Lezzet-i Ramazan yarışmasında İzmir'li iki finalistden biri olarak yerimi alacağım...Katılan tüm arkadaşlarıma ve kendime başarılar diler final sonrası görüşmek üzere sevgiler..........



Not : Yarışmaya katılan tüm arkadaşların tarif ve bloglarına buradan ulaşabilirsiniz...

Read the rest of the Post >

9 Eylül 2011

ERİŞTE YAPIMI

Bu yıl nerden estiyse ben de bir erişte yapma hevesi , öyle ki yan komşuma artık her fırsatta erişte yapalım diyerek pes ettirmiş olmalıyım ki kabul etti....

Ben onun bu işi bildiğini o da benim bildiğimi sanıp bir güzel salonun ortasına tüm malzemeleri hazırlayıp yerimizi aldık.....
Eeeee hadi bakalım ne kadar ne koyacağız içine dememizle ikimizinde daha önce böyle bir faliyette bulunmadığı ortaya çıktı :)
Hemen tanıdık,eş,dost arandı bir çok ölçülerde bir çok tarifler alındı...
Sanırım herkesin kendine özgü tarifi var hangi tarifi yapacağımızı şaşırdık ben bana en uygun tarifi yaptım komşumda kendine en mantıklı gelen tarifi yaptı....
Benim tarifim şöyle....
Malzemeler :
3 kg un
10 adet yumurta
1 bardak irmik
250 ml süt
½ çay bardağı tuz
kararınca su ( 1 bardak kadar )
Yapılışı :
3 kg un büyükçe bir kabın içine elenir üzerine irmik eklenerek  ortası havuz gibi açılarak yumurtalar kırılır ,unun etrafına tuz serpilerek yavaş yavaş süt ilave edilerek gerekli miktarda su eklenerek sert bir hamur yoğrulur...

10 eşit parçaya bölerek yuvarlanır

 

Tepsiye aralıklarla sıralanarak üzerine nemli temiz bir bez örtülür

Bezeler önce merdane yardımı ile un serpilerek
sonra oklava ile böreklik yufkadan kalınca açılır


Açılan yufkalar sırasıyla temiz büyük bir bez üzerine aralıklarla sıralanır
bu işlem bezelerin hepsi bitinceye kadar yufkaların keserken birbirine yapışmaması için yapılır
ve ortalama 1 saat kadar ara sıra yufkalar ters düz çevrilir
Hafif kuruyan yufkalar keskin büyük bir bıçak yardımıyla şerit şerit kesilir
ve kurumaya bırakılır
En az 3 gün mümkünse kullanılmayan bir odada temiz büyükçe bir bez üzerinde ara sıra karıştırılarak kurumaya bırakılır ve bez bir kese içinde saklanır....
Erişte yapması
yoğurma kısmı yorucu
açma kısmı oyalayıcı
kesme kısmı zevkli
yeme kısmı keyifli
Afiyet olsun......

Read the rest of the Post >
Bookmark and Share
Related Posts with Thumbnails
Related Posts with Thumbnails