Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.....
Aşağıda ki yazıyı sıkılmadan bir solukta okuyacağınıza eminim çünkü sevgili arkadaşım Afet'in bu güne özel yazısı bu .Her yazısında olduğu gibi yine yüreğimize dokunmayı ustaca başardı.....
Kalemine yüreğine sağlık canım tüm kadınlar adına sana sonsuz teşekkür eder her daim yolunun açık olamasını dilerim......
Bugün "Dünya Kadınlar Günü" ya, gün boyunca yetkili kurumlarca, günün anlam ve önemine dair bildiri yayınlanır,
konuşmalar yapılır, bazı açılışlar bugüne bırakılır, konserler düzenlenir, çiçek böcek dağıtılır, promosyonlar ve reklamlar uğruna kadın yine vitrin olarak kullanılır. Kokoş hatunların göstermelik vakıfları ve dernekleri sidik yarıştırırlar bugün ve sonra "acıların kadınını" seçerler... yılın kadını, yılın anası, yılın sevgilisi, yılın bacısı seçilir ve bir paket mandal hediye edilir çamaşırlarını assınlar diye!
Bir güne sığdırılan yılların birikimi vardır aslında... Daha henüz kadın olmaya aday bile olamamış kızlarımız genç yaşta çocuk yaşta bu kimlikle tanışırlar, baba zoruyla, gelenekle görenekle elin yaşlı başlı adamın kucağında çocuk kadın olurlar, bunu da masumlaştırmak için yanına "gelin" sıfatı eklerler...alın size "çocuk gelin"
Ha biter mi gelin tacıyla kadın olmanın çilesi, sonra kendi kucağında buluverir birlikte büyüyeceği bebesini... Gün ağarmadan tarlası, sırtında küfesi, küfesinin içinde bebesi, bebesinin ağzında yalancı memesi... evde çorbası aşı, akçama kocasının yatağı ve dayağı...
Hele bir gitmeye kalksın, boşanmaya kalksın kadın...gidemez, gitmeye kalksa baba evi kapalıdır, devlet eli kısadır. İş, aş, para, ev bark yoktur, oda "kaderine mahkumdur"
Say ki kalktı gitti, buldu buluşturdu kurdu düzenini, say ki güçlendi kuvvetlendi karınca kararınca, peki rahat bırakır mı gözü dönmüş koca? Terk edilmenin şaşkınlığı, ele güne karşı kuyruk acısıyla kuyruğunu sıkıştırdığı gibi "erkek olma" rüştüsünü ispatlar ya satırla ya tabancayla... ve kadın ya kocasına eşiktir ya karnı delik deşiktir...
Sadece bunlar mı var kadını kadın yapan dünyasında... "erkek kısmı terk edilmez" o bırakır ancak diye daha lise sıralarında başlar "aşk davası"
Mazallah başlık parasını verene değil gönlüne düşene giderse gelsin sonra "namus davası" kızını bacısını "başlık parasıyla davar niyetine satan" namussuzluarın, peşine düştüğü "iffet" devletin mahkemesinde, adaletin tecellisinde "hafifletici" neden olur...
Hatta o kadar hafifler ki bu mendaburlar, hapisten çıkıp çıkıp tekrar karındeşen jack olurlar... Tecavüze uğrayan kızlar potansiyel suçludurlar üstten iki düğme açınca ama bir baldıra bakıp uçkuru kabaran erkek haklıdır devlet gözüyle "kuyruk sallayana"
Bitti mi? hayır, daha bitmez kadın olmanın çilesi...küçük yaşta sigortasız çalışıtırılarak hakkı yenir patronlar tarafından.
Sınıfta tebeşirle "ayşe mendili al" diye yazacağına, sokakta mendil sattırılarak sömürülür, acıtasyona sermaye yaptırılır babaları tarafından.
Ağzıyla kuş tutsa yine de aldatılır kocaları tarafından
Ve en acısı da aranılıp hatırlanmaz bile hayırsız evlatlarından...
Kadın anadır, kadın yuvadır, kadın limandır, kadın hayattır bilene!
Ama kadın aldatılır, yarım bırakılır, satılır, öldürülür, itilir kakılır... ve sonra da tek bir günde "hatır için" hatırlanır...
Haydi şimdi bir günlüğüne vicdanlarınızı rahatlatın bakalım, belki ahirette günahlarınıza kefaret eder...
Afet Ergü 08.03.2014
Afet Ergü Şaşmaz
facebook https://www.facebook.com/afetergu68
blog http://hobibox.blogspot.com.tr/
Afet Ergü Şaşmaz |
Bugün "Dünya Kadınlar Günü" ya, gün boyunca yetkili kurumlarca, günün anlam ve önemine dair bildiri yayınlanır,
konuşmalar yapılır, bazı açılışlar bugüne bırakılır, konserler düzenlenir, çiçek böcek dağıtılır, promosyonlar ve reklamlar uğruna kadın yine vitrin olarak kullanılır. Kokoş hatunların göstermelik vakıfları ve dernekleri sidik yarıştırırlar bugün ve sonra "acıların kadınını" seçerler... yılın kadını, yılın anası, yılın sevgilisi, yılın bacısı seçilir ve bir paket mandal hediye edilir çamaşırlarını assınlar diye!
Bir güne sığdırılan yılların birikimi vardır aslında... Daha henüz kadın olmaya aday bile olamamış kızlarımız genç yaşta çocuk yaşta bu kimlikle tanışırlar, baba zoruyla, gelenekle görenekle elin yaşlı başlı adamın kucağında çocuk kadın olurlar, bunu da masumlaştırmak için yanına "gelin" sıfatı eklerler...alın size "çocuk gelin"
Ha biter mi gelin tacıyla kadın olmanın çilesi, sonra kendi kucağında buluverir birlikte büyüyeceği bebesini... Gün ağarmadan tarlası, sırtında küfesi, küfesinin içinde bebesi, bebesinin ağzında yalancı memesi... evde çorbası aşı, akçama kocasının yatağı ve dayağı...
Hele bir gitmeye kalksın, boşanmaya kalksın kadın...gidemez, gitmeye kalksa baba evi kapalıdır, devlet eli kısadır. İş, aş, para, ev bark yoktur, oda "kaderine mahkumdur"
Say ki kalktı gitti, buldu buluşturdu kurdu düzenini, say ki güçlendi kuvvetlendi karınca kararınca, peki rahat bırakır mı gözü dönmüş koca? Terk edilmenin şaşkınlığı, ele güne karşı kuyruk acısıyla kuyruğunu sıkıştırdığı gibi "erkek olma" rüştüsünü ispatlar ya satırla ya tabancayla... ve kadın ya kocasına eşiktir ya karnı delik deşiktir...
Sadece bunlar mı var kadını kadın yapan dünyasında... "erkek kısmı terk edilmez" o bırakır ancak diye daha lise sıralarında başlar "aşk davası"
Mazallah başlık parasını verene değil gönlüne düşene giderse gelsin sonra "namus davası" kızını bacısını "başlık parasıyla davar niyetine satan" namussuzluarın, peşine düştüğü "iffet" devletin mahkemesinde, adaletin tecellisinde "hafifletici" neden olur...
Hatta o kadar hafifler ki bu mendaburlar, hapisten çıkıp çıkıp tekrar karındeşen jack olurlar... Tecavüze uğrayan kızlar potansiyel suçludurlar üstten iki düğme açınca ama bir baldıra bakıp uçkuru kabaran erkek haklıdır devlet gözüyle "kuyruk sallayana"
Bitti mi? hayır, daha bitmez kadın olmanın çilesi...küçük yaşta sigortasız çalışıtırılarak hakkı yenir patronlar tarafından.
Sınıfta tebeşirle "ayşe mendili al" diye yazacağına, sokakta mendil sattırılarak sömürülür, acıtasyona sermaye yaptırılır babaları tarafından.
Ağzıyla kuş tutsa yine de aldatılır kocaları tarafından
Ve en acısı da aranılıp hatırlanmaz bile hayırsız evlatlarından...
Kadın anadır, kadın yuvadır, kadın limandır, kadın hayattır bilene!
Ama kadın aldatılır, yarım bırakılır, satılır, öldürülür, itilir kakılır... ve sonra da tek bir günde "hatır için" hatırlanır...
Haydi şimdi bir günlüğüne vicdanlarınızı rahatlatın bakalım, belki ahirette günahlarınıza kefaret eder...
Afet Ergü 08.03.2014
Afet Ergü Şaşmaz
facebook https://www.facebook.com/afetergu68
blog http://hobibox.blogspot.com.tr/
8 yorum:
Bu ne yaman çelişki anne!
Teşekkür ederim;duyarlılığınız adına..
Doğru söze ne denir?
Keşke kadın erkek ayrımı olmaksızın insan olarak yaşayabilmek mümkün olsa şu kısa hayatlarımızı.
Söyleyecek birsey kalmamis zaten,
Bizi ancak bizler anlayabiliriz
mükemmel yüreğine sağlık kalemine sağlık Afetcim.
kadınların maduriyetini bu kadar acık ve net anlatan afetin diline yüregine sağlık...alkışlıyorum arkadaşım nefis bir yzı
Ahhh ki ah.
Bir kadın, anne
Afet hanim afet gibi esmus keske bu kasirga kiymet bilmezleri silip supurse..
Afet hanim afet gibi esmus keske bu kasirga kiymet bilmezleri silip supurse..
Yorum Gönder