Temmuz ayının son haftası Ağustos ayının ilk haftası arasında geçen günler yaz mevsimin en sıcak günleri olup ehemmur, bir başka deyişle eyyamı bahur diye adlandırılır ....Bölgelere göre de farklı adlandırılıyor olabilir ...
![]() |
ehemmur * eyyam-ı bahur |
Yıllar yetmişler ve seksenler ......
O zamanlar yaz döneminde eğlence demek deniz demek, deniz demek mahallecek günü birlik denize gidip eğlencenin dibine vurmak....
Ne günlerdi ...Günler öncesinden heyecanla denize gitmek için hazırlıklar yapılır arabalara doluşur son günlerin en popüler şarkılarını mesela Ajda Pekkan,Hümeyra,Yeliz araba teyyibinden dinleyerek hep birlikte güle eğlene gidilirdi ... Genelde her yıl gittiğimiz sahile ve aynı yere sanki kendi devre mülkümüz gibi giderdik ...Bazen bir akraba yada tanıdık yazlığı da olabilirdi o zaman bu tatil lüks olur hele ki bir kaç günden fazla kalındıysa beş yıldızlı tatil havasın da olurdu.. Gitmeden önce herkes kendi eşyalarını hazırlardı... Herkesin farklı mayosu,havlusu,deniz topu, kremi olabilirdi amaaa herkesin mutlaka aynı çivili kolyesi olmalıydı....Çivili kolye ne mi ? Bildiğiniz çivi ...evet evet bildiğiniz çivi ucuna ip bağlanarak kolye yapılır ve ehemmur sıcaklarında denize girdiğimiz de bizi koruyacağını inandığımız hatta koruyacağına emin olduğumuz çivi lakin bu çiviler öyle ufak tefek olmaz ne kadar büyük olursa o kadar korur inanışıyla genelde inşaat çivileri olurdu....
Eğer bu dönem de kolyelerimiz takmadan denize girersek ehemmurun bize çarpacağını ve vücudumuz da geçmeyen lekeler olacağını bilir hiç ihmal etmezdik....
Denize girince bizleri çıkarmaları hiç de kolay olmazdı haddinden fazla denizde kalınca vucüt ısısı düşer suyun soğukluğunu hissetsek de aldırış etmez dudaklarımız morarıp çenelerimiz titreyene kadar ve kurt gibi acıkıncaya kadar kalırdık egenin serin sularında .... Lezzetini hiç bir yerde bulamadığım dolmalar,kızartmalar karpuz peynir eşliğinde yenen yemekler ve çocuklar arasında konuşulan ehemmur efsaneleri.....Bu alanda her çocuğun bir efsanesi olurdu ballandıra ballandıra abarta abarta sırayla anlatılır çocuk saflığıyla inanır inandırırdık....
Gün batarken dönülen ev yolunda çoğunlukla kimsenin sesi çıkmazdı çıkan seslerde kısık ve ya çatal çatal olurdu artık kimsenin enerjisi kalmamıştır ki asıl felaket ertesi günü kendini ateş ,kusma ve ishal ile gösterirdi.
Her şeye rağmen buna değerdi ,değdi de yıllar sonra bile hala ehemmur sıcakları bu güzel anılarımı tazelenebiliyorsa evet buna değmiştir......Geçen yıllar içerisinde zaman zaman aklıma geldikçe düşündüm acaba gerçekten ehemmur varmıydı ? Varsa da iyi ki varmış,bize zarar vermeyip güzel anılar bıraktığına göre iyi bi şey olmalıydı ....
Aradan geçen yıllardan sonra öğrendim ki ehemmur temmuz sonu ve Ağustos ayının ilk günlerinde deniz suyunda sürü halinde bulunan bir organizmaymış...Bu dönemde denize girdiyseniz ve bu organizmalar vücudunuza değer ise işte o zaman ehemmur çarpması dediğimiz olay gerçekleşir ve cildinizde lekeler oluşurmuş...
Şimdi bu gerçek o yıllara ait duygularımızı değiştirdi mi ? Tabi hayır.... Bu gerçek o yıllara ait anılara yıllar sonra bir damla anı olarak eklendi....
Çivili kolyelerimiz , çivinin ipe bağlanışı gibi o yıllarda her çocuğun arkadaşlıktan öte kardeşliğin bağı olmuştur......Hep güzel anılar biriktirmeniz dileklerimle sevgi ve sağlıcakla kalın....
Yıldız..... Read the rest of the Post >