Sayfalar

31 Temmuz 2013

EHEMMUR VE ÇİVİLİ KOLYE

Temmuz ayının son haftası Ağustos ayının ilk haftası arasında geçen günler yaz mevsimin en sıcak günleri olup ehemmur, bir başka deyişle eyyamı bahur diye adlandırılır ....Bölgelere göre de farklı adlandırılıyor olabilir ...

ehemmur * eyyam-ı bahur

Yıllar yetmişler ve seksenler ......
O zamanlar yaz döneminde eğlence demek deniz demek, deniz demek mahallecek günü birlik denize gidip eğlencenin dibine vurmak....
Ne günlerdi ...Günler öncesinden heyecanla denize gitmek için hazırlıklar yapılır arabalara doluşur son günlerin en popüler şarkılarını  mesela Ajda Pekkan,Hümeyra,Yeliz araba teyyibinden dinleyerek hep birlikte güle eğlene gidilirdi ... Genelde her yıl gittiğimiz sahile ve aynı yere  sanki kendi devre mülkümüz gibi giderdik ...Bazen bir akraba yada tanıdık yazlığı da olabilirdi o zaman bu tatil lüks olur hele ki bir kaç günden fazla kalındıysa beş yıldızlı tatil havasın da olurdu.. Gitmeden önce herkes kendi eşyalarını hazırlardı... Herkesin farklı mayosu,havlusu,deniz topu, kremi olabilirdi amaaa herkesin mutlaka aynı çivili kolyesi olmalıydı....Çivili kolye ne mi ? Bildiğiniz çivi ...evet evet bildiğiniz çivi ucuna ip bağlanarak kolye yapılır ve ehemmur sıcaklarında denize girdiğimiz de bizi koruyacağını inandığımız hatta koruyacağına emin olduğumuz çivi lakin bu çiviler öyle ufak tefek olmaz ne kadar büyük olursa o kadar korur inanışıyla genelde inşaat çivileri olurdu....
Eğer bu dönem de kolyelerimiz takmadan  denize girersek ehemmurun bize çarpacağını ve vücudumuz da geçmeyen lekeler olacağını bilir hiç ihmal etmezdik....
Denize girince bizleri çıkarmaları hiç de kolay olmazdı haddinden fazla denizde kalınca vucüt ısısı düşer suyun soğukluğunu hissetsek de aldırış etmez dudaklarımız morarıp çenelerimiz titreyene kadar ve  kurt gibi acıkıncaya kadar kalırdık egenin serin sularında .... Lezzetini hiç bir yerde bulamadığım dolmalar,kızartmalar karpuz  peynir eşliğinde yenen yemekler ve çocuklar arasında konuşulan ehemmur efsaneleri.....Bu alanda her çocuğun bir efsanesi olurdu ballandıra ballandıra abarta abarta sırayla anlatılır çocuk saflığıyla inanır inandırırdık....
Gün batarken dönülen ev yolunda çoğunlukla kimsenin sesi çıkmazdı çıkan seslerde kısık ve ya çatal çatal olurdu artık kimsenin enerjisi kalmamıştır ki asıl felaket ertesi günü kendini ateş ,kusma ve ishal ile gösterirdi.
Her şeye rağmen buna değerdi ,değdi de yıllar sonra bile hala ehemmur sıcakları bu güzel anılarımı tazelenebiliyorsa evet buna değmiştir......Geçen yıllar içerisinde zaman zaman aklıma geldikçe düşündüm acaba gerçekten ehemmur varmıydı ? Varsa da iyi ki varmış,bize zarar vermeyip güzel anılar bıraktığına göre iyi bi şey olmalıydı ....
Aradan geçen yıllardan sonra öğrendim ki ehemmur temmuz sonu ve Ağustos ayının ilk günlerinde deniz suyunda sürü halinde bulunan bir organizmaymış...Bu dönemde denize girdiyseniz ve bu organizmalar vücudunuza değer ise işte o zaman ehemmur çarpması dediğimiz olay gerçekleşir ve cildinizde lekeler oluşurmuş...
Şimdi bu gerçek o yıllara ait duygularımızı değiştirdi mi ? Tabi hayır.... Bu gerçek o yıllara ait anılara yıllar sonra bir damla anı olarak eklendi....
Çivili kolyelerimiz , çivinin ipe bağlanışı gibi o yıllarda her çocuğun arkadaşlıktan öte  kardeşliğin bağı olmuştur......Hep güzel anılar biriktirmeniz dileklerimle sevgi ve sağlıcakla kalın....

                                                                                                          Yıldız.....

5 yorum:

Başak dedi ki...

Burada meşhur çivi olayı, Ağustosun ilk haftası denize girerken yanımızda metal bir şey bulunduruyoruz.Bu inanç ne kadar doğru bilmiyorum ama uyguluyoruz işte... hatta o hafta denize girmek istemeyenler bile var çevremde Yıldızcım.

Ama sizin organize olup çivili kolyelerle gitmeniz çok güzel ve ne güzel hatıralar bırakmış sende. Okurken bende sizinleydim sanki :)

Nilgün Komar dedi ki...

sevgiler ♥

ÖRGÜÇANTAM-Hatice yazıcı dedi ki...

Canım yaa çok duygulandım okurken. yazdıkların oralarda ve eski türk filmlerinde kaldı:((( izmire ilk geldiğim yıllarda mahallelinin el çantaların da piknik tüpleriyle belediye otobüsleriyle denize gidişleri geldi aklıma.
artık mümkünse kimseye dokunma günlerindeyiz.

gerçi sen de ben de benzer mahalle tadını az da olsa yaşıyoruz gezmeler dğil belki ama kalpten güzellikler var hala.

canım benim güzelliklerin çoğalarak artsın, sevgiler.

VuslaT dedi ki...

Yıldızcım kendi hüzünlerimi yazmaya ve hatırlamaya o kadar dalmışım ki bu toplu sosyal günleri bu eğlenceli anıları unutmuşum. Haklısın çividen kolyeler şimdi hatırladım.. Hatta vida bulup ondan yapanlarınki daha sağlam olurdu. İpten kayıp düşmezdi.

Heyy gidi günler dedirttin bana. hey gidi günler heyyy..

LEZZETLİ SOMUNLAR dedi ki...

Eyyamı bahur yani denizden gelen rüzgar.. Doğru adı bu Yıldızcım ama biz de çocukken eyambor derdik :) Herkes annesinden ne duyduysa artık:)) Bu özel bir rüzgarmış ve gerçekten denize girildiğinde çarpabilirmiş, üzerine astığın çivi sanıyorum bu özel yel'in insana dokunmasını engelliyormuş.. İlginç ama öyle işte.. Kalemine sağlık, anıların beyninden hiç gitmesiler, onlar insanın yaşama tutunma nedenlerinden biri çünkü.. Sevgiler hayatım..

Bookmark and Share
Related Posts with Thumbnails
Related Posts with Thumbnails